MÖ 1300-1100 yılları arasında Pi-Ramesse, Mısır’ın başkenti olarak kuruldu ve Firavun Ramses’in yaşadığı yerdi. Tarihsel kaynaklar bu kenti zengin ve güçlü olarak tanımlıyor. Qantir-Piramesse projesi direktörü Dr Henning Franzmeier, “Kentin kapsadığı tüm alanın 10 ila 15 km2 arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu da, kenti Bronz Çağının sonlarında sadece Akdeniz’in değil, dünyanın en büyüklerinden biri yapıyor.” diyor.
Günümüzde yüzeyde anıtsal bir kalıntı yok, ancak Almanya’daki Roemer Pelizaeus Müzesi’nden arkeolog ekibi, kentin zengin tarihi hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu bölgede 35 yılı aşkın bir süredir kazı yapıyor ve ilginç keşiflere imza atıyor.
1996’dan 2012’ye kadar, antik şehrin düzenini ve yapısını belirlemek için manyetik ölçümler yapıldı. Bu teknik, arkeologların toprağın altındaki olası kerpiç tuğlalı binaların varlığını tespit etmesine olanak tanıyor; çünkü bu döşeme taşları toprak etrafındaki zeminden daha farklı manyetik alana sahip.
Bu manyetik ölçümler, Firavun dönemine tarihlenen anıtsal kalıntıların ve duvar bölümlerinin tanımlanmasını sağladı. Bu kalıntıların muhtemelen, anıtsal bir saray ve tapınak kompleksini yenilemek için kurulmuş bir şantiyenin kalıntıları olduğu düşünülüyor.
Franzmeier, “Tüm site MÖ. 1300 ila 1100 yıllarına dayanıyor ancak seramik parçaları, bu yapının MÖ 1300 ile 1200 arasında inşa edilmiş olabileceğini gösteriyor. Düşüncemiz bu yapının, II. Ramses ile çağdaş olduğu ya da az bir süre sonra yapıldığı.” diyor.
Çocuk ayak izleri
Bölgedeki bir diğer önemli keşif ise, yaklaşık 2.5 x 8 metre ölçülerindeki bir havan çukuru. Tabanda harç tabakası hâlâ mevcut olan çukurda arkeologlar çocuk ayak izlerini ortaya çıkardı. 15-17 cm arasında değişen ayak izleri muhtemelen 3-5 yaşlarındaki bir çocuğa aitti.
Ekip, ayrıca çukurda parçalanmış duvar sıvaları buldu. Henüz sıvanın motifleri tam olarak belirlenemese de, bunların muhtemelen büyük ölçekli çok renkli duvar resimlerine ait kalıntılar olduğuna inanılıyor.
Önümüzdeki sezon arkeologlar tekrar çalışmalara başladığında, bu çukurun içindeki tüm parçaların incelenmesi için yoğunlaşacaklar ve duvar sıvası motiflerini yeniden yaratmaya çalışacaklar. Arkeologlar duvar sıvası kalıntılarının, ilginç bir şekilde sert sıvadan yapıldığını söylüyor, zira Antik Mısır sanatında sert sıva kullanımı pek görülmüyor.
Franzmeier, “Bu sert alçı parçaları potansiyel olarak yabancı tekniklere işaret ediyor. Bir sonraki adım, eksik parçaları bulmak için çukuru daha fazla kazmak ve sahip olduğumuz parçaları birleştirmeye çalışmak olacak. Sıvanın üstündeki motiflerin, Antik Mısır için pek yaygın olmayan farklı bir fresk tekniğiyle yapıldığı sonucuna varabiliriz.” diyor.
Kaynak:http://arkeofili.com/firavun-ramsesin-baskentinde-cocuk-ayak-izleri-bulundu/