Teknoloji ve bilim son hızla ilerlemeye devam ederken bunun yansımaları birçok alanda görülebiliyor. Sağlık da teknoloji ve bilimdeki bu gelişmelerden faydalanan alanlardan bir tanesi ve kanser de özellikle üstüne yoğunlaşılan hastalıklar arasında bulunuyor.
Japonya’da kanser üzerine yapılan çalışmalarda bir kanser dedektörü geliştirildi. Üstelik bu dedektörde antenlerinde yaklaşık 100 çeşit koku alıcısına sahip sivrisineklerin koklama duyusundan faydalanıldı. Sivrisinek antenindeki bu koku alıcılarından her biri koku yayan maddeyi tespit edebiliyor. Peki, kokudan kanseri tespit eden bu dedektör nasıl geliştirildi ve nasıl çalışıyor?
Sivrisineğin koku duyusundan kanser dedektörü geliştirildi
Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre Tokyo Üniversitesi’nden Prof. Takeuçi Şoji ve ekibi, sivrisineklerin insan terinde bulunan oktenol adı verilen bir kimyasalı saptayabilen koku alıcıları üstünde incelemeler gerçekleştirdi. Daha sonrasında ise karaciğer kanserinin göstergelerinden kabul edilen oktenolü tespit edebilen koku alıcısını yerleştirerek yapay hücre zarı üretmeyi başardı.
Ekip, ayrıca yapay hücre zarı arasında kullanılmak üzere bir sensör de geliştirdi. Bu sensör, yapay zar arasında iyonların geçişinde meydana gelen elektrik akımını fark edebilmeyi sağlıyor. Prototipi de geliştirilen bu cihaz, milyarda yarım yoğunluktaki nefes örneklerinden oktenolü oldukça kısa bir süre içerisinde saptamayı başardı.
Söz konusu bu dedektörün, kanser hastalarının nefeslerinde koku yayan maddeyi tespit edebilmek için düşük maliyetlerle üretilmesi planlanıyor. Ayrıca dedektörün 10 yıl içerisinde kullanıma sunulması da bekleniyor.
Kaynak: https://www.webtekno.com
Daha Fazla Haber
Hastalık Yapıcı Parazitler ve Bulaşma Yolları
İnsan nüfusunun yarısından fazlasının, hayatının bir noktasında altı temel grubu bulunan nematodlardan en az birine maruz kaldığı tahmin ediliyor.
Parazit, bir başka türün üzerinde veya içinde yaşayan ve konak olarak kullandığı canlıya zarar veren organizmadır. İnsanlarda hastalıklara neden olan üç ana parazit sınıfı bulunmaktadır: Protozoalar, Helmintler ve Ektoparazitler (dış parazitler).
Protozoalar ve helmintler, büyük oranda bağırsakları etkileyen parazitlerken; bit ve kurtçukları içeren dış parazitler ise, deriye tutunarak ya da deride delik açarak yerleştiği bölgede uzun süre boyunca kalabilir. Protozoa ve hemintlerin büyük bir kısmı patojenik değildir veya çok hafif atlatılan hastalıklara neden olur. Ancak bazı türler ise, insanlarda ciddi hastalıklara neden olabilir.