TESS tarafından gönderilen veriler, yeryüzüdeki uzmanlar tarafından inceleniyorlar. Bu incelemeler sırasında dünya benzeri gezegenlerin varlığına dair elde edilen kanıtlar, diğer uzay teleskoplarının odaklanacakları bölgeleri tayin ediyor.
TESS tarafından gönderilen bu son görüntüde ise gözlemlenebilir uzayın yalnızca %0.25’i var. Buna rağmen görüntü içerisindeki yıldız sayısının 200.000’i aştığı belirtiliyor:
Yüksek çözünürlüklü versiyonu için tıklayın.
Her yıldızın etrafında dönen gezegenler ve uydularıyla görüntüdeki gök cismi popülasyonu milyonlarla ifade ediliyor. İşte TESS’in görevi de milyonlarla ifade edilen bu cisimlerin her birisi hakkında veri toparlamak. Bu görüntünün 400 katı kadar geniş bir alandan söz ediyoruz. Görüntüde yer alan en uzak yıldızın Dünya’ya ortalama uzaklığı ise 300 ışık yılı.
Yakın yıldızları araştıran TESS; gezegenleri, yıldızlardan çıkan ışıklar sayesinde oluşan gölgeleriyle tespit ediyor. Trappist-1 ve Proxime Centauri gibi daha önce keşfedilmiş, Dünya benzeri gezegenlerin yörüngelerinde dolaşma ihtimali taşıyan yıldızlar var.
Gelecek yıllarda fırlatılması beklenen gelişmiş uzay teleskobu James Webb ve Luvoir gibi sistemlere öncülük eden TESS, onların yapacakları keşifler karşısında sadece bir havuz problemi gibi kalacak. Nitekim topladığı veriler söz konusu gelişmiş teleskopların odaklanacakları bölgeleri tespit edecek, böylece zamandan tasarruf edilmiş olacak.
Belki de yukarıda gördüğünüz o görüntü içinde Dünya’ya fazlasıyla benzeyen bir ya da birkaç gezegen var. Belki de o gezegenlerden birisi yaşam için uygun koşulları barındırıyor. Hatta belki de üzerinde yaşam var.