Bilim İnsanları Yaşlanan Bağışıklık Sistemini Gençleştirmeyi Başardı
Yıllar geçtikçe bağışıklık sistemi zayıflar. Ancak tamamı zayıflamaz. Adaptif bağışıklık patojenleri tanıma ve bastırma konusunda gittikçe zayıflarken, doğuştan gelen bağışıklık çok agresif hale gelir.
Bu iki bağışıklık sistemi arasındaki denge yeniden sağlanırsa, vücut daha güçlü ve daha genç hale gelecektir.
Bilim insanları farelerde bağışıklık sistemini gençleştirmeyi başardı. Araştırmacılar, yaşlı hayvanlarda anormal kök hücrelerin sayısını azaltmak için antikorlar kullandılar.
Sonuç olarak, yaşlı fareler viral enfeksiyona karşı tepkilerini güçlendirdi ve iltihap belirtileri azaldı.
Yeni yaklaşım, iltihaplanmaya neden olanlar da dahil olmak üzere diğer birçok hücre türüne yol açan kök hücre popülasyonunu azaltmak için yaşlı farelerin antikorlarla tedavi edilmesini içeriyor.
Aşırı iltihaplanma vücuda zarar verebilir ve fareler ve insanlar yaşlandıkça, iltihaplanmaya neden olan bu kök hücreler çok fazla sayıda hale gelir.
Araştırmacılar on yıllardır kan kök hücrelerinin davranışlarını titizlikle takip ediyor. Bu hücreler, akciğerlerden vücudun tüm bölgelerine oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerini ve bağışıklık sisteminin temel bileşenleri olan beyaz kan hücrelerini yeniler.
2005 yılında bilim insanı Weisman ve meslektaşları, kan kök hücre popülasyonlarının yaşla birlikte değiştiğini tespit etti. Genç farelerde, her biri farklı bir bağışıklık sistemi türüyle çalışan iki tür kan kök hücresi arasında bir denge vardır.
“Adaptif” bağışıklık sistemi, belirli patojenleri hedef alan antikorlar ve T-hücreleri üretir. “Doğuştan gelen” bağışıklık sistemi “varsayılan olarak” çalışır: bir enfeksiyon tespit ederse, iltihaplanma sürecini başlatır.
Ancak yaşlı farelerde bu denge doğuştan gelen bağışıklık sisteminin kök hücrelerine doğru kayar ve iltihaplanma çok sık başlar. Yaşlıların kan kök hücrelerinde de benzer değişiklikler rapor edilmiştir ve araştırmacılar bunun yeni antikorlar ve T-hücresi tepkileri üretme yeteneğinin azalmasına yol açabileceğini öne sürmüşlerdir.
Yani, doğuştan gelen bağışıklığın (aşırı) artırılmasıyla, adaptif bağışıklık zayıflar. Bu durum, yaşlı insanların grip virüsleri ve SARS-CoV-2 gibi patojenlerin neden olduğu ciddi enfeksiyonlara neden daha yatkın olduklarını ve aşıya gençlere kıyasla neden daha zayıf yanıt verdiklerini açıklayabilir.
Dengenin yeniden sağlanması
Eğer doğruysa, kan kök hücre popülasyonlarının yeniden dengelenmesi bağışıklık sistemini gençleştirebilir. Ekip bunu, tercihen doğuştan gelen bağışıklık hücreleri üreten kan kök hücrelerine bağlanan antikorlar oluşturarak test etti.
Bilim insanları daha sonra bu antikorları yaşlı farelere enjekte ederek bağışıklık sisteminin antikorlara bağlı kök hücreleri kendi kendine yok edeceğini umdu.
Antikor tedavisi aslında farelerin bağışıklık sistemlerini gençleştirdi. Aşıya karşı daha güçlü bir yanıt verdiler ve tedavi edilmemiş farelere göre viral enfeksiyona daha iyi direnç gösterebildiler.
Antikorla tedavi edilen fareler, antikor tedavisi görmeyen farelere kıyasla iltihapla ilişkili daha az protein üretti.
Bağışıklık nasıl çalışır?
Weisman, ekibinin insan https://www.bizsiziz.com/bu-zombi-mantari-dunyanin-en-pahali-dogal-kaynaklarindan-biri/kan kök hücrelerini yeniden dengelemek için benzer bir yaklaşım üzerinde çalıştığını söylüyor. Ancak yeni yöntemin uygulanabilmesi için daha kat edilmesi gereken uzun bir yol var.
Bilim insanı, yeni yöntemin insanlar üzerinde test edilmeye başlanmasının en az üç ila beş yıl alacağını tahmin ediyor. Weisman, “Yaşlı ve genç hematopoetik sistemler büyük bir fark yaratıyor” diyor . “Bu sadece kemik iliğindeki bir fark değil. Tüm vücutta bir fark var.” diye ekliyor.
Derleyen: Feyza ÇETİNKOL
Kaynak: Bilim İnsanları Yaşlanan Bağışıklık Sistemini Gençleştirmeyi Başardı
Bu Zombi Mantarı Dünyanın En Pahalı Doğal Kaynaklarından Biri