Bağışıklık Hücreleri Vücudumuzu Korumayı Hangi “Okulda” Öğreniyor?
Bilim insanları timüsün (timüs bezi) ne kadar hızlı büyüdüğünü ve işlevini sürdürdüğünü belirleyen bir hormon keşfettiler. Timus, patojenlerle savaşmak üzere T-hücrelerini “eğiten” organdır.
Bulunan hormon, timüsün yaşlanmasına rağmen işlevini yeniden kazanmasını sağlıyor. Timusun işlevlerini anlamak, bu “okulun” ilerleyen yaşamda bile çalışmasına yardımcı olacak ve bağışıklık sistemini güçlendirecek tedavilerin geliştirilmesine yardımcı olacaktır.
Timus, vücudun “beyaz şövalyeleri” olan T-hücreleri için en önemli eğitim alanıdır. Vücudumuzun karşılaşabileceği çeşitli hastalıklarla savaşmayı burada öğrenirler.
Ancak timüsün işlevi yaşla birlikte azalır ve bu da kendimizi patojenlere karşı tanıma ve savunma yeteneğimizi ciddi şekilde sınırlar.
Yapılması gereken çok açık ama bir o kadar da zor: Timusun yaşamın ilerleyen dönemlerinde de aktif kalmasına yardımcı olmalıyız ki T-hücreleri okulu, yani kendi “Hogwarts ”ımız, “beyaz şövalyeler” yetiştirmeye devam etsin.
Bilim insanları timusun (timüs bezi) ne kadar hızlı büyüdüğünü ve işlevini koruduğunu belirleyen bir hormon keşfettiler. Timus sağlıklı bir bağışıklık sistemi için gereklidir, ancak yaşa bağlı körelmesinin nedenleri bir sır olarak kalmaya devam etmektedir.
Yaşlandıkça timus küçülür ve işlevsel dokularının yerini yağ dokuları alır. Yaklaşık 75 yaşına gelindiğinde timus neredeyse tamamen yağ dokusundan oluşur. Bu süreç “yağlı dejenerasyon” olarak adlandırılır.
Bilim insanları timusu yenilemek için yöntemler önermişlerdir, ancak etkileri ne yazık ki kısa ömürlüdür. Timusun boyutu eski haline getirilebilir, ancak işlevselliğinin korunup korunmadığı belirsizdir.
Yeni çalışma, fibroblast (bağ dokusu hücresi) büyüme hormonu FGF21’in timus büyümesiyle yakından bağlantılı olduğunu gösteren önceki çalışmadan geliştirildi. Yeni çalışmada bilim insanları bu hormonun işleyişini ayrıntılı olarak araştırdı.
Timus rejenerasyonu
Timusta gelişen olgunlaşmamış T hücreleri yeterince korunmaz ve birçok stres faktörüne maruz kalır. Örneğin, kemoterapi ve radyasyon gibi kanser tedavilerinden etkilenirler.
Stres faktörleri ortadan kalktıktan sonra timus dokusu genellikle yenilenir, ancak yeniden büyüme yavaştır ve genç T hücrelerinin iyileşmesi uzun zaman alır, bu da insanları enfeksiyonlara ve tümör nüksüne karşı daha duyarlı hale getirir.
Farklı patojenleri tanıyan çeşitli T hücrelerine sahip olmak sağlığın korunması ve geri kazanılması için önemlidir. Vücut yaşlandıkça ve daha az T hücresi ürettikçe, vücudun yeni enfeksiyonlarla savaşması daha zor hale gelir.
T hücrelerinin toplam sayısı yaşla birlikte azalmaz, ancak aynı patojenleri hedef alırlar ve yeni enfeksiyonları tanıyabilecek daha az sayıda yeni hücre üretilir.
Fare modeli deneylerinde, FGF21 hormonunun artırılması timusun hem boyutunu hem de işlevini koruyarak daha fazla T-hücresi çeşitliliğine yol açmıştır.
Timus işlevi nasıl geri kazanılır?
Stromal hücreler, özellikle de timus epitel hücreleri, karmaşık labirentlere benzeyen sıra dışı yapılara sahiptir. Bu labirentlerin her biri gelişmekte olan yaklaşık 100 T hücresini barındırabilir.
Timus yaşlandıkça bu yapıların duvarları yıkılır. Timus yeniden oluştuğunda, duvarlar yeniden inşa edilir. Fare modellerinde yapılan deneyler, FGF21’in artırılmasının duvar yıkımını geciktirebileceğini ve timus atrofisini yavaşlatabileceğini göstermiştir. Ancak hormon yaşa bağlı atrofiyi önleyemez.
“Yaşlandıkça daha az sayıda yeni T-hücresi üretiyoruz. Bağışıklık sistemimiz zengin ‘anılara’ sahiptir ancak en son ‘haberlere’ karşı zayıf bir tepki verir.” Yaşlı insanların aşılara zayıf yanıt vermelerinin ve COVID-19 gibi yepyeni virüslere karşı daha duyarlı olmalarının bir nedeni de budur.
Makalenin başyazarı Anne Griffith, ‘T-hücreleri tanınmıyor ve onlara öğretecek kimse yok, özellikle de timus çalışmadığı için’ diyor.”
Timusta, T-hücreleri negatif seçilim denilen bir süreçten geçer: potansiyel olarak vücudun kendi proteinlerine saldırabilecek hücreler tam da burada yok edilir. Bu süreç otoimmün reaksiyonları önler.
Griffith, “Bu işlevin yaşla birlikte azaldığını gördük ve bu olağanüstü hormon (FGF21) negatif seçimi normalleştirerek timüsten ayrılan T hücreleri için daha iyi tolerans sağladı” diyor.
Anne Giffith, bu çalışmanın yaşlı yetişkinlerde timus işlevini güvenilir bir şekilde geri kazandırabilecek ve bağışıklık yanıtlarını iyileştirebilecek tedavi seçenekleri arayışında önemli bir adım olduğunu söylüyor.
Derleyen: Feyza ÇETİNKOL
Kaynak: Bağışıklık Hücreleri Vücudumuzu Korumayı Hangi “Okulda” Öğreniyor?