Yeni Zelandalı “Elon Musk” ile Tanışın: Peter Beck Uzay Hayallerini Gerçekleştirmek Üzere

Yeni Zelandalı Elon Musk ile Tanışın: Peter Beck Uzay Hayallerini Gerçekleştirmek Üzere

Yeni Zelandalı “Elon Musk” ile Tanışın: Peter Beck Uzay Hayallerini Gerçekleştirmek Üzere

ABD merkezli küçük uydu fırlatıcısı Rocket Lab, mayıs ayındaki fırlatmasında uçuş sırasında bir anormallik yaşadı ve geçen ayın sonlarına doğru uçuşa geri dönerek ilk yükünü ABD hükümeti için uzaya gönderdi.

Şirketin kurucusu ve CEO’su olan Peter Beck, gelişen ticari uzay endüstrisinde kilit bir rol üstleniyor.

Genellikle Tesla ve SpaceX’in kurucusu Elon Musk ile karşılaştırılan Beck, uzay programı olmayan bir ülke olan Yeni Zelanda’da doğdu. Ama o çocukluk hayalini yaşıyor ve şirketi bu yıl içinde Ay’a küçük bir uydu göndermeye hazırlanıyor.

1960’lar uzay araştırmalarının altın çağı olarak düşünülürdü; ancak Beck, altın çağın şimdi olduğunu iddia ediyor ve Rocket Lab,’in gelişen ticari uzay endüstrisinde bir rol oynamasından gurur duyduğunu da ekliyor.

“Apollo döneminde doğmadığım için hep hayal kırıklığına uğradım; çünkü o dönemde uzay endüstrisinde yer almanın vakti geldiğini düşünmek şaşırtıcı değildi. Ama gerçekten, şimdi uzay endüstrisinde hayatta olmanın tam zamanı.”

Büyürken, kendisine Yeni Zelandalı bir çocuğun uzay merakı peşinde koşmasının gerçekçi olmadığını söyleyen birçok kişiyle karşılaştığını söylüyor.

“Sanırım 10 yaşındaki ben, şu an olanlara inanmakta zorlanırdım. “Bence bu, uzay araştırmalarındaki en heyecan verici zaman ve bunun bir parçası olduğum için mutluyum.” Electron’un Yükselişi  Beck, Rocket Lab’ı 2006’da Yeni Zelanda’da kurdu; ancak şirketin merkezini Kaliforniya’ya taşıdığı 2013 yılına kadar ilk fırlatıcısı olan Electron üzerinde çalışmaya başlamadı.

SpaceX’e çok benzeyen Rocket Lab, her şeyi kendi bünyesinde imal ediyor. Beck, bu serüveni “Ham maddeler içeri giriyor ve roketler dışarı çıkıyor” şeklinde özetliyor. İlk Elektron’un fırlatma rampasına ulaşması yaklaşık dört yıl sürdü. Bugüne kadar, şirket bünyesinde 21 fırlatma var ve bu Electron’u dünyanın en çok fırlatılan roketlerinden biri haline getiriyor.

Electron fikri ortaya henüz çıkamadan önce Beck, çalışmayı hayal ettiği tüm yerleri -NASA, ABD savunma müteahhitleri, vb.- ziyaret etmek için ABD’de bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculuğunda uyduların gitgide küçüldüğünü, ancak fırlatıcıların aynı anda küçülmediğini görüyor.

İşte bu noktada küçük bir fırlatma aracı geliştirmeye karar veriyor ve Electron işte bu fikirle doğuyor.

Şirket büyüdükçe Beck’in hırsı da büyüyor.

Derin uzay hırsları

Beck, Rocket Lab’in derin uzaya gittiğini söylüyor. Şirketin ilk gezegenler arası görevinin bu yıl içinde başlaması planlanıyor ve bunu sadece bir başlangıç olarak görüyorlar.

Beck, “Garip bir şekilde en zor şeylere ilgi duyuyorum” diyor. “Bağımsız bilimle uğraşacak bir uzay aracı yapabileceğimizi düşündüğümüz noktada, Güneş sistemine girme zamanının geldiğine karar verdik.”

Bu yılın son çeyreğinde, Rocket Lab’nın foton uydularından birinin ay yolculuğuna çıkması planlanıyor. CAPSTONE (Cislunar Otonom Konumlandırma Sistemi Teknoloji Operasyonları ve Navigasyon Deneyi) olarak adlandırılan görev, Rocket Lab’ın Yeni Zelanda kompleksinden başlayacak. CAPSTONE’ın amacı, Ay’a ilk kadın ve ilk renkli insanı indirmeyi içeren Artemis programının bir parçası olarak NASA’nın astronotları Ay yüzeyine geri göndermesine yardımcı olacak teknolojiyi test etmektir.

Bu uzay aracını aya gitmek için geliştirdikleri sırada eğer onu Ay’a gitmek için geliştiriyorsak, o zaman her yere gitmek için geliştirelim fikri ortaya atılıyor ve kabul görüyor.

Beck, şirketin diğer limanlarından birinin de Venüs olduğunu söylüyor. Resmi olarak onaylanmış bir NASA görevi olmasa da, ABD Uzay Ajansı, Venüs’e bir uzay aracı gönderen ilk özel şirket olma yolunda ilerleyen Rocket Lab ile ortaklık kuracak.

Beck, Venüs’ü ziyaret etme tutkusunun ilk kıvılcımının henüz beş yaşındayken ateşlendiğini söylüyor. Babası ona parlak noktaların her birinin gökyüzündeki bir yıldız olduğunu ve bu yıldızların muhtemelen yörüngelerinde gezegenler olduğunu söylediğinde gece gökyüzünü incelemeye başlıyor.

Beck, insanlığın en büyük sorularından birine cevap vermeyi çok istediğini her zaman belirtiyor: “Yalnız mıyız?”

“Bunu yapacak bir uzay aracımın olduğu bir noktaya geldiğim için inanılmaz şanslıyım” dedi. “Venüs inanılmaz derecede ilginç bir hedef ve yaşamı destekleyebilecek, Dünya’ya en yakın gezegenlerden biri.”

“Yani, Venüs’ün bulutlarında yaşam belirtileri bulabilecek miyiz diye etrafta avlanacağız,” diye ekliyor.

Ve hepsi bu değil…

Rocket Lab, NASA’nın ESCAPADE görevinin bir parçası olarak bir dizi ikiz uzay aracını Mars’a fırlatmak için bir sözleşmeye imza attı. İki uzay aracının, Kızıl Gezegen’in atmosferinin nasıl ortadan kaldırıldığını incelemek için yörüngesinde dönmesi bekleniyor. Bu bilim insanlarının hala anlam veremediği bir durum.

Görev, Mars ikliminin zaman içinde neden değiştiğine ve gezegenin bugün gördüğümüz çorak çöle nasıl dönüştüğüne ışık tutmaya yardımcı olabilir.

Beck, tarihsel olarak, gezegensel görevlerin yüz milyonlarca dolara mal olduğunu ve bu çalışmaların meyve vermesinin onlarca yıl aldığını söylüyor. Şirketinin Photon uzay aracının, bilim camiasının güneş sistemine erişimini artıracak gezegensel keşiflere daha uygun maliyetli bir yaklaşım göstereceğini umuyor.

Beck, “Bu görevlerin hepsi inanılmaz derecede zorlu ve ilham verici, ancak daha iyi bir yol olduğunu düşünüyoruz” diyor. “Her altı ayda bir veya her yıl Mars veya Venüs gibi yerlere daha küçük uzay araçlarıyla ve çok daha düşük fiyatlarla gitmemiz gerektiğini düşünüyoruz.”

Beck, bunun gibi görevlerin bilimsel bilgimizi aşamalı olarak artırmaya yardımcı olacağına inanıyor.

Seçtiği yer sorulduğunda, Mars’ın daha somut bir varış noktası olduğunu çünkü insanlığın sonunda yüzeye bir çıkarma yapabileceğine inandığını söylüyor. Venüs, atmosferindeki sıcaklık ve basınç bunu engellediği için bu lüksü sunmuyor.

Beck, “Görüntüleri görmek ve uzay programları etrafında heyecan yaratmak istiyorsanız, Mars daha heyecan verici bir yer olacak” diyor. “Ama bilimsel olarak, Venüs Dünya’ya daha yakın bir ikiz ve orada öğrenilecek muazzam şeyler var.”

Tekrar Kullanılabilirlik

2015 yılında Elon Musk ve SpaceX, bir Falcon 9 roketinin bir iletişim uydusunu uzaya taşıdıktan sonra sağlam bir zemine temas etmesiyle dünyayı şok etti. Tarihsel olarak roketler tek kullanımlıktı, ancak o anda endüstri yeniden kullanılabilirliğe geçti.

Şimdi, SpaceX roketlerinin 80’den fazlası tekrar kullanılabilir durumda. Şirketin 2021’de şimdiye kadar yaptığı 20 uçuştan 19’u yeniden kullanılmış roketlerle sağlandı. Ancak SpaceX, yeniden kullanılabilirlik için çabalayan tek şirket değil.

Rocket Lab, 2020’de roketlerini tekrar uçurmak için yeniden kullanıma başlayacağını açıkladı. Beck’e göre, Elektron’un boyutu nedeniyle şirketin tekrar kullanma çabalarında biraz yaratıcı olması gerekiyordu.

SpaceX’in Falcon 9 roketi 70 m boyunda Electron ise sadece 18 metre. Daha büyük bir roket, iniş söz konusu olduğunda değerli bir emtia olan yakıt için daha fazla yer olduğu anlamına geliyor.

Falcon 9, belirlenmiş bir iniş bölgesinde yeryüzüne inebilir veya SpaceX’in drone gemisi olarak adlandırdığı devasa bir yüzer platformun güvertesine inebilir. Bu yöntemlerin her ikisi de oldukça başarılıdır fakat her ikisi de ekstra yakıt gerektirir.

Electron daha küçük bir fırlatma aracı olduğundan, Falcon 9 gibi daha büyük bir araçla aynı tipte itici iniş yapmak için gerekli yakıt rezervlerine sahip değil.

Bu nedenle, yeniden kullanımı kolaylaştırmak için Beck, şirketin Electron’un atmosferden aşağı inerken aracı yavaşlatmaya yardımcı olmak için açılacak ilk aşamasına paraşütler yerleştireceğini söyledi. Belli bir irtifada olduğunda, bir helikopter onu yakalayacak ve güvenli bir şekilde inişe geri döndürecek.

Bu tür havada yakalama, öncelikli hedefleri değil ancak olasılık dışı da değil. Rocket Lab bugüne kadar paraşütlerin çalıştığını kanıtladı ve Electron roketinin su geri kazanımlarını test etmeye başladı.

Şirket, ihtiyaç duyduğu verilere sahip olduğunda, ilk havada yakalamayı denemeyi planlıyor.

Geleceğe bakmak

Rocket Lab, gezegenler arası seyahatin yanı sıra, insanlı uzay uçuşlarında da söz sahibi olmak istiyor. Bu nedenle, yalnız Elektron’la kalmayıp Neutron adı verilen orta kaldırma roketi geliştiriyor.

“Asla yapmayacağız dediğimiz bazı şeyler var -daha büyük bir roket yapmak gibi- diyen Beck, Rocket Lab’ın yapacağı şeyin tam olarak bu olduğunu da sözlerine ekledi.

Neutron 40 m boyunda ve 8 metrik tona kadar yükleri Alçak Dünya Yörüngesine ve 2.000 kg’a kadar yükleri aya taşıyabilecek ve bu da Beck’in gelecek planlarına mükemmel bir şekilde uyuyor.

Bu planlar arasında halka açılma da yer alıyor. Mart ayında şirket, özel amaçlı bir satın alma şirketi (SPAC) olan Vector Acquisition Corporation ile birleştiğini duyurdu. Vektör hissedarlarının, bu ayın sonunda, Rocket Lab’a 4.1 milyar dolar değerindeki anlaşmaya oy vermesi bekleniyor. Ortaya çıkan şirket, Rocket Lab adını taşıyacak ve resmi olarak Nasdaq borsasında listelenecek.

Derleyen: Görkem ÇETİNKOL

Elon Musk’ın Ay’a Götüreceği Japon Milyarder 100 Fikir Arıyor

Yeni Zelandalı “Elon Musk” ile Tanışın: Peter Beck Uzay Hayallerini Gerçekleştirmek Üzere/ Yeni Zelandalı “Elon Musk” ile Tanışın/Yeni Zelandalı “Elon Musk” ile Tanışın

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Çok Okunan Yazılar