Yeni Bir Yaklaşım Güneş Sistemimizin ‘Rastlantısal Modellerini Açıklayabilir

Güneş Sistemimizde ilk yedi gezegenin yörüngelerine baktığımızda garip bir düzenleri olduğunu görürüz. Her birinin güneşe olan uzalıkları tahmin edilebilir ve ölçülebilir bir düzen içindedir.

Bu bulgu, 18. yüzyılda fark edildi ve daha sonraları gökbilimciler Johann Titius ve Johann Bode tarafından araştırıldı. Bulgu, Titius-Bode Yasası veya düzenlilik olarak adlandırıldı. Daha sonra ise cüce gezegen Ceres’in konumunu tahmin etmek için kullanıldı.

Titius-Bode Yasası her zaman mükemmel sonuçlar vermemiştir. Yasa 1846’da Neptün’ün yörüngesini tahmin etmekte başarısız oldu. O zamandan beri, birçok araştırmacı onu bir tesadüf olarak nitelendirdi.

Fakat bir grup fizikçi yasanın daha fazla şeyi ifade edebileceğini söylüyor. Fizikçiler çalışmalarını, ‘pilot dalga yerçekimi’ adı verilen bir model ile açıklamışlardır. Bu model yerçekimi kavramını tamamen değiştirebilir.

Bu yerçekimi hakkındaki bir güncellemedir.

Şimdiye değin fizikçilerin çoğunluğu, gözlemlenene kadar parçacıkların tanımlanmış yerlerinin bulunmadığını belirten Kopenhag kuantum mekaniği yorumuna destek vermişlerdir.

Öte yandan, pilot dalga teorisi, parçacıkların her zaman kesin pozisyonlara sahip olduğunu düşündürüyor ancak bunun gerçekleşmesi için dünyanın başka şekillerde de garip olması gerekiyor.Bu nedenle birçok fizikçi bu fikri reddetmiştir.

Fakat son yıllarda, pilot dalga teorisi popülaritesi artmaktadır.

Portekiz Lizbon Üniversitesi Bilim Felsefesi Merkezi’nden araştırmacılar, fikirleri gezegenlerin düzenine uygulayarak düşünceyi alıp makro dünyaya yaymışlardır.

Günümüzde, Güneş Sistemimizin yerçekiminin, ağırlıklı olarak yoğun Güneş’in uzay-zaman eğrileri şeklinde olduğu kabul edilmektedir.

Ancak pilot dalga gravitesi, her göksel cismin aynı zamanda gezegenlerin yerleştirilmesinde rol oynayan büyük bir dalga alanı oluşturduğunu varsayar.

Araştırmacılardan Paulo Castro verdiği röportajda “Bu alanı bir çekim teta alanı, uzayda yayılmış çok büyük bir altkümük pertürbasyon olarak adlandırıyoruz,” dedi.

“Sonra, her gök cisminin, yerçekimi teta dalgasının daha yüksek yoğunluğa sahip olduğu bölgelere gitme eğiliminde olacağını belirten bir pilot prensip kullanırız.Bu şekilde dalga, yerçekimsel çekişine sahip olan muazzam bedenini denetler.”

Bu durumu Güneş dalgalarının her gezegenin dışına düşmesi şeklinde hayal edebiliriz Araştırmacılar, yeryüzünün düzenli çekim gücüne ilaveten, bu dalgaların bir gezegenin yörüngesinin nerede olduğunu belirlediğini söylemektedir.

Araştırmacıların hesaplamalarına göre, bu model sonunda Solar System’de görülen tuhaf Titius-Bode modelini açıklayabilir.

Sadece bu değil: Eğer pilot dalga yerçekiminin doğru olduğunu düşünürsek, fizikteki en büyük iki fikri (genel görelilik ve kuantum mekaniği) birleştirmeye sonunda yardımcı olabilir.

Castro “Makale  iki ana sonuç var,” demiştir.

“Birincisi, klasik Newton fiziği ya da genel görelilik yerine, dalgalı bir model uygularsa Güneş Sisteminin bazı fiziksel özelliklerinin en iyi şekilde açıklanmasıdır.”

İkinci sonuç, kuantum ve makroskopik alanları birleştiren bir teorinin ulaşılabilir olabileceğini düşünmek.” “dedi.

En çekici kısım, pilot dalga yerçekimizin, genel görelilik veya kuantum mekaniğini birikte çalışmaya itmesidir.

En önemlisi de, kuantum mekaniği olası dalgaları göz önünde bulundurmakla kalmayıp, pilot dalga teorisinde öngörüldüğü gibi, gerçek alt dalgaların varlığını benimsemeye ihtiyaç duyacaktır.

“Öte yandan genel görelilik, bir de bir dalga modelini uygularsa, yerçekimi olayının ancak tam olarak tarif edilebileceğini kabul etmelidir Başka bir deyişle, genel görelilik kullanarak en iyi tarif edilen bazı yönler ve pilot dalga yerçekimi kullanılarak en iyi tanımlanan diğerleri olacaktır”

Bu bulguların şimdilik tamamen teorik olduğunu açıkça belirtelim. Bunun şu an Evrende olup olmadığını test etmenin kolay bir yolu yok.

Castro – Titius-Bode düzenliliğinin diğer uzak güneş sistemlerinde devam edip etmediğini görmek için bir ipucu olacak ancak diğer bilim insanlarının Titius-Bode yasasının kusurlu bir tesadüfden başka bir şey olmadığını düşündükleri de unutulmamalı.

Ancak, hala Evrenimizi bütünüyle kullanışlı bir teoriyle tam olarak açıklayacak uygun bir yol olmadığı için yeni fikirlere açık olmamız gerekir.

Bu yeni teori Güneş Sistemimizin nasıl ortaya çıktığına dair zor bir bulmacayı açıklaması bakımından da oldukça önemlidir.

Kaynak: https://www.sciencealert.com/mind-bending-new-theory-of-everything-suggests-there-s-a-hidden-force-that-controls-our-universe

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Çok Okunan Yazılar