Samanyolu’nun merkezinde yeni keşfedilen gizemli yapılar

Samanyolu nun merkezinde yeni keşfedilen gizemli yapılar

Samanyolu’nun merkezinde yeni keşfedilen gizemli yapılar

Teknolojideki gelişmeler sayesinde uzay ve uzak galaksiler hakkında her gün yeni bilgiler ediniyoruz. Ancak Temmuz ayına kadar tüm bulguların açıklanması bekleniyor. Bu da birçok uzay tutkununun merakını artırıyor.



Bu merakın kaynağı 1980’lerin başında Northwestern Üniversitesi’nden Farhad Yusef-Zadeh’in galaksimizin merkezindeki süper kütleli kara delik Yay A* ‘nın yakınında dikey olarak uzanan devasa tek boyutlu bir filament keşfetmesiyle başladı.

Yusuf-Zadeh ve ekibi şimdi de Samanyolu galaksisinin merkezinde yüzlerce yeni ve gizemli yapı ortaya çıkardılar. Bu yapıların Yay A* ‘nın aktivitesiyle bağlantılı olduğu düşünülüyor, çünkü ekip geçen yıl aynı bölgede daha fazla dikey filament bulmuştu.

Yusuf-Zadeh, iki filament grubunun bazı benzerlikler paylaştığını ancak farklı kökenlere sahip olabileceğini söylüyor. Dikey filamentlerin galaksiyi 150 ışıkyılı yüksekliğe kadar kapladığını ve yatay parçaların ise Mors alfabesine benzeyen nokta ve çizgilerden oluştuğunu belirtiyor.

Yusuf-Zadeh, “Yeni bir yapı türü bulmak bizi çok şaşırttı. Bunların gerçek olduğundan emin olmak için çok dikkatli olmamız gerekti. Ve bu filamentlerin rastgele değil, kara deliğimizin etrafında düzenli bir şekilde yer aldığını fark ettik. Bu bize kara deliğin dönüşü ve yığılma diski hakkında ipuçları verebilir. Galaksimizin karmaşık merkezinde bir düzen bulmak çok ilginç.” diyor.

Bu çalışma çok önemli bir adım olsa da, Yusuf-Zadeh bu konuda daha fazla araştırma yapmayı planlıyor. 1980’lerden beri bu alanda çalışan Yusuf-Zadeh, daha fazla veri toplamanın kara deliğin dönüşü ve yığılma diski hakkında daha fazla bilgi sağlayabileceğini umuyor.

Derleyen: Figen BERBER

Kaynak: Samanyolu’nun merkezinde yeni keşfedilen gizemli yapılar

Uzaylılar Bize Mesaj Gönderdiyse 6 Yıl Sonra Dinleyebiliriz

Yakın zaman önce insanlar, gezegenimizin ötesine daha güçlü sinyaller de gönderdi.

İnsanlar Dünya çapında iletişim kurmak için 100 yıldır radyo dalgaları kullanıyor. Aynı zamanda uzaya da sızan bu dalgalar, evren boyunca bizim var olduğumuzu gösteren bir parmak izi niteliğinde. Yakın zaman önce insanlar, gezegenimizin ötesine daha güçlü sinyaller de gönderdi. Bu sinyaller, ünlü Voyager uzay aracı gibi en uzağa giden araştırma araçlarımızla iletişim kurmamızı sağladı.

Bilim insanları kısa süre önce Dünya’dan gönderilen ve uzaktaki birden fazla uzay aracına ulaşan bu güçlü radyo sinyallerinin güzergâhlarını takip ederek, gönderilen bu mesajların en iyi hangi yıldızlara (ve bu yıldızların etrafında yaşam barındırabilecek bir gezegene) gidebileceğini araştırmış.

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Çok Okunan Yazılar