Paleolitik Avcı-Toplayıcı Ocakları, İklime Bağlı Olarak Değişen Bitki Örtüsünü Ortaya Koyuyor

Paleolitik Avcı-Toplayıcı

Paleolitik Avcı-Toplayıcı Ocakları, İklime Bağlı Olarak Değişen Bitki Örtüsünü Ortaya Koyuyor

İnsanların doğal kaynaklar için çevreye olan bağımlılığı, binlerce yıldır hayatta kalmamıza yardımcı olmuştur. İklim değişikliğinin etkisi günümüz toplumlarında her zaman mevcut bir stres unsuru olsa da, bu yalnızca modern bir mesele değildir.



Quaternary Science Reviews dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, Geç Pleistosen (günümüzden 16.400-12.700 yıl önce) döneminde Cova del Parco’da (İber Ön Pireneleri, güneybatı Avrupa) yaşayan Paleolitik toplulukların (Magdalenler), iklime bağlı olarak değişen peyzajdan nasıl etkilenmiş olabileceğini araştırmıştır. Bu dönem, sıcaklık ve kuraklıktaki dalgalanmaların bitki örtüsünü etkilediği bir deglasyasyon (buzulların erimesi ve çekilmesi) dönemiydi.

Barselona Üniversitesinde doktora araştırmacısı olan Bàrbara Mas ve meslektaşları, bu hikayeyi çözmek için bu toplulukların mevsimsel avcı-toplayıcı faaliyetleri sırasında yemek pişirmek, ısınmak ve aydınlanmak için yaktıkları odunlara yöneldi.
Cova del Parco, kaya sığınağı olarak tanımlanan bir arkeolojik alan; 10,5 m uzunluğunda ve 4,5 m genişliğinde tek bir oyuk odadan oluşuyor.

Odanın ocağından bir test çukuru açılarak kömür kalıntıları incelenmiş (antrakoloji olarak bilinir) ve radyokarbon tarihlemesi yapılarak bölgedeki ağaç türlerinin kesildiği ve zaman içinde orman kompozisyonundaki değişikliklerin izlendiği belirlenmiştir.
Araştırma ekibi, mikroskop altında incelenen 1993 odun kömürü parçasından; böcek ve mantar saldırısından kaynaklanan odun çürümesi, büyüme modellerini etkileyen çevresel koşullar, yanma sırasında karbonlaşmadan kaynaklanan deformasyon, kimyasal ayrışma ve hayvanlar/insanlar tarafından rahatsız edilme uyarılarıyla birlikte 11 ağaç ve çalı taksonu (Tür, cins, aile, takım, sınıf, şube seviyesinde sınıflandırılan canlı gruplarını belirtmek için kullanılan terim.) tespit etmiştir.

Bununla birlikte, Cova del Parco’daki odun kömürü kayıtlarına iki form hakimdir: Dağlık çam ağacı (Pinus sylvestris türü), günümüzden 11.700 yıl öncesine kadar bölgeye yerleştiğini yansıtan ana mağara odasında (tespit edilen parçaların %70’inden fazlasını içerir) en bol bulunurken, ardıç kaya sığınağında baskındır. Bununla birlikte, popülasyonun yakıt kullanımını manzaraya uyarlamasıyla mağara odası içinde zamanla çalılık ardıçlara (Juniperus türleri) doğru bir değişim (kömür parçalarının >%92’sinde zirve) tespit etmişlerdir.

Paleolitik avcı-toplayıcı ocakları iklime tepki olarak değişen bitki örtüsünü ortaya koyuyor
Pinus sylvestris ve Juniperus türlerinin zaman içindeki dağılımı (A’dan C’ye doğru daha eski), Cova del Parco’nun kaya sığınağı ve ana odası için yakıt olarak konumdaki belirgin değişimi göstermektedir.

Odun kömürü kayıtlarını diğer paleo-çevresel verilerle birleştiren araştırmacılar, polenlerin yarı açık bir araziden bozkır benzeri koşullara, yani ormansız otlaklara geçişe işaret ettiğini belirtiyor.

Buna rağmen, bu çevre boyunca seyrek bir çam ormanı ve ardıç çalılığına dair kanıtlar, yarı kurak soğuk koşulların hem kuraklığa hem de aşırı sıcaklıklara toleranslı olduğu için özellikle ardıç çalı türlerinin genişlemesini desteklediği tortul kayıtlarda olduğu gibi burada da desteklenmektedir.

Alanda korunan hayvan kemikleri de Pirene keçisi, kızıl geyik, yaban öküzü ve tavşanların varlığı ile bu çevresel koşulları desteklemektedir. Bu çevresel değişim, İberya ve Güneydoğu Fransa’daki diğer alanların analizleriyle uyumludur ve yaklaşık 4000 yıl içinde kademeli olarak gerçekleştiği öne sürülmektedir.

Bu tür bir bitki örtüsü değişikliği, yerel halkın soğuk ortamda ısınmak ve ödüllü avlarını pişirmek için mevcut yanıcı malzemeden yararlanmak üzere yakıt kullanım alışkanlıklarını değiştirmesine yol açmış olabilir. Odanın kenarlarında, uzun süreli yanma ve yüksek parlaklıktaki reçineler için faydası nedeniyle daha sonra kullanılmak üzere depolanmış ölü çam rezervlerinin kanıtları bulunmuştur.

Ardıç ağacı ise yakıldığında dezenfektan özelliği ve yiyeceklerin tütsülenmesi için kullanılmasıyla bilinmektedir.
Günümüzde alan, deniz seviyesinden 1200 metreye kadar yükseklikteki ballota meşe ormanlık alanından oluşmakta olup, gölgelikte bazı yaprak döken akçaağaçlar ve dağ çamları, altta ise yaprak dökmeyen ardıç ve yaprak döken çalılar (hanımeli ve karaçalı gibi) bulunmaktadır.

Çalışma alanının ılık ve kurak yazlar ile -4°C’ye varan soğuk kışların yaşandığı iklim dalgalanmalarına eğilimli bir bölgede yer aldığı ve yıl boyunca kuraklığa karşı oldukça hassas olduğu göz önüne alındığında; iklim değişikliğinin gelecekte orman popülasyonlarını değiştirmesinin sonuçları -zaman ölçeği ne olursa olsun- devam eden araştırmalar için önemli bir odak noktasıdır.

Kaynak: https://phys.org

Derleyen: Simge Kara

Bu Paleolitik Figürler Kimlerdi?

 

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Çok Okunan Yazılar