Mayaların Gizemli Yılan Hanedanlığı’na Ait Bir Kral Mezarı Bulundu
Mezarın gün ışığına çıkarıldığı Xunantunich (Yucatec Mayacasında “taş kadın” anlamına geliyor) şehri batı Belize’deki Mopan nehrinin kıyısında bulunuyor ve Maya hâkimiyetinin son yüzyılları olan MS 600 ve 800 arasında bir tören merkezi olarak kullanılmış. Bir tapınağa ait basamakların 5 ila 7 m altında bulunan mezar odası, arkeologlar tarafından keşfedilinceye kadar, bin yılı aşkın bir zaman boyunca toprak ve birikinti tabakasının altında saklı kaldı.
Araştırmacılar tapınağın merkezi basamaklarının altında, sırt üstü yatar pozisyonda ve başı güneye dönük 20-30 yaşlarındaki bir erkeğin kalıntılarına rastladılar.
Arkeolog Jaime Awe, osteologlar (kemik bilimci) tarafından ilk yapılan analizlerde adamın öldüğünde atletik ve “oldukça kaslı” biri olduğunun tespit edildiğini ve gelecek incelemelerin sonunda mezara gömülen kişini kimliği, sağlık durumu ve ölüm sebebi hakkında ipuçları vereceğini söylüyor.
Arkeologlar aynı zamanda mezarda jaguar ve geyik kemikleri, muhtemelen bir kolyeye ait olan 6 adet yeşim boncuk, 13 obsidyen bıçak ve 36 seramik kap buldular. Basamakların temelinde ayrıca 9 obsidyen bıçak ve yaprak, hayvan ve çeşitli simgeleri betimleyen 28 çakmaktaşı figürinin yer aldığı ‘sunu deposu’ bulundu.
Mezar, sadece inşa ediliş biçimiyle bile sıra dışı bir keşfi temsil ediyor. Awe, 4,5 metreye 2,4 metrelik boyutlarıyla bunun “Belize’de keşfedilen en büyük gömü odalarından biri” olduğunu söylüyor. Çağının mezar alanlarından çarpıcı bir biçimde ayrılıyor. Maya mezarları, mevcut yapılara ek olarak, yanaşık biçimde inşa ediliyorlardı, ancak yeni keşfedilen mezar, etrafındaki yapıyla aynı zamanda inşa edilmişti. Bu, eski Mısır gibi çeşitli kültürlerde yaygın bir uygulama olsa da, Mayalarda yaygın değildir.
“Diğer bir deyişle, tapınak bilinçli olarak, mezarı çevrelemek gibi bir birincil amaçla dikilmiş olmalı” diye ifade ediyor Awe. “Birkaç nadir örnek dışında, bu, Maya mimarisi için çok tipik değil.” Mezar Xunantunich’de bulunan ilk kraliyet mezarı ve tüm Belize’deki en büyük mezarlardan biri.
Birçok Maya yerleşimi hanedan aileleri tarafından yönetildi. Bulunduğu evdeki yılan başı sembolünden adını alan “yılan hanedanı” da dahil olmak üzere, erkek ve kadın yöneticilere ait mezarlar bulundu. Yılan hanedanı ailesi, yedinci yüzyılda bir dizi fetih gerçekleştirdi ve birkaç başkent değiştirdi. Yeni keşfedilen hiyeroglif panolar, hanedanlığın tarihine ışık tutması bakımından Awe’a göre “mezardan daha bile önemli” olabilir.
Basamakların bir parçası olduğu düşünülen panolar, 41 km güneyde, antik Caracol şehrinde yapılmış. Epigraflar (kitabe uzmanı) şehrin yöneticisi, yılan hanedanından II. K’an’ın, Naranjo şehrini yenilgiye uğratışını hiyeroglifli basamaklarda kayda geçtiğini belirtiyorlar. II. K’an’ın bu şekilde kendini andığı birçok başka belge de bulunuyor. Arkeolog Robert Sharer başka bir eserde, Naranjo liderinin ele geçirilip sonunda kurban edildiği bir top oyununun da kayda geçirildiğini bildiriyor.
Görünüşe göre, Naranjo birkaç yıl sonra, MÖ 680’de, panoları söktürüp boşluklar ve hatalı sözdizimiyle (muhtemelen yılan hanedanı fetihlerinin hikâyesini kasten belirsizleştirmek için), kendi evinde kısmen yeniden birleştirterek intikamını almayı başardı. Caracol’da ve Mopan nehri kıyısındaki dördüncü bir yerleşimde bu panolara ait parçalar bulunmuş olsa da Awe’a göre yeni panolar antik Maya dünyasındaki savaş ve kıyım öyküsünün sonunu ifade ediyor olabilir.
Araştırma ekibinde epigraf olarak çalışan, Copenhagen Üniversitesi doçenti Christophe Helmke’ye göre panolar II. K’an’ın fetihlerine ilişkin bilgiler barındırıyor ve K’an’ın annesi Batz’ Ek’in ölümünden söz ediyor.
Helmke, panoların, Yılan Hanedanlığı’nın diğer bir kralının varlığından haberdar olmamızı sağladığını ki bu kişinin de açıkça Waxaklajuun Ubaah K’an olarak adlandırıldığını söylüyor. Bu kişi, MÖ 630 ile 640 arasında bir zamanda hükümdarlık yaptı. Araştırmacılara göre bu iki kral muhtemelen küvey ardeşti ve taht için rekabet hâlindeydiler.
Helmke, “Bu da, taht iddiasında olan iki kişi olduğu anlamına geliyor, ikisi de Kanu’l Ajaw olarak okunan “yılanların bol olduğu yerin kralı” anlamındaki hanedanlık ünvanını taşıyordu.” diyor.
Panolar Helmke’nin “yılan başı hanedanının çalkantılı safhası” olarak ifade ettiği dönemi açıklığa kavuştururken, bölgede Maya siyaseti hüküm sürmeden önce şehirlerin nasıl bölündüklerini açıklığa kavuşturuyor.
Panoların yardımıyla araştırmacılar, yılan hanedanı hakkında daha fazla bilgi toplamayı ve kraliyet ailesinin tarihini bir araya getirerek, Maya uygarlığının çöküşüne yeni bir ışık tutmayı umuyorlar.
Ekibin bulguları Journal of the Pre-Columbian Art Research Institute’te yayımlandı.
Alıntı:arkeofili