Gezegenimiz yeni bir çağa giriyor: Antroposen adı verilen bu çağda, insan faaliyetleri gezegenimizin jeolojisini ve ekosistemlerini, karşı konulamaz ve geri döndürülemez şekilde değiştiriyor. Dahası bu durum, dinozorlardan bu yana en büyük kitle yok oluşunun kıvılcımını ateşleyebilir.
Dünya Vahşi Yaşamı Koruma Vakfı (WWF) ve Londra Zooloji Derneği (ZSL) tarafından çıkarılan yeni “Yaşayan Dünya Raporu“, küresel balık, kuş, memeli, yüzergezer ve sürüngen nüfuslarının, 1970’teki seviyeler ile karşılaştırıldığında %67 oranında azalmaya doğru gittiğini ortaya çıkardı. Vahşi yaşam nüfusları, 1970 ile 2012 yılları arasında zaten %58 oranında azalmıştı.
Rakamlar ve yansıtımlar, küresel çaptaki 3.700 tane farklı omurgalı türünden yaklaşık 14.200 nüfusun eğilimine dayanıyor. Bulgular, gezegenimizin sağlık durumu konusunda dünyada şimdiye kadar derlenmiş olan en geniş kapsamlı ölçüm niteliği taşıyor.
Doğal hayata karşı en genel tehdit, yaşam alanlarının kaybı. WWF, özellikle, doğal yaşam alanlarının tahribatı ve azalmasının büyük oranda sürdürülemez tarım, sanayi altyapısı, ağaç kesimi, madencilik, enerji üretimi ve ticari gelişme yüzünden kaynaklandığını söylüyor. Diğer önemli etmenler arasında ise aşırı kullanım, kaçak avlanma, kirlilik, yayılmacı türler ve iklim değişikliği bulunuyor.
İnsanlar Çoğalmak Yerine, Diğer Türleri Çoğaltmalı!
Rapor, sıradaki en büyük sorunun gıda üretimi olduğunu söylüyor. Çok hızlı bir şekilde artan dünya nüfusunun sınırlı kaynaklarla geçinmeye çalışması, özellikle tarımsal arazi bağımlılığı ve türlerin aşırı kullanımı olmak üzere, bütün bu etmenler üzerindeki baskıyı artırıyor. Fakat her ne kadar sınırda yaşıyor olsak da, her şey henüz kaybedilmedi. ZSL’de Bilim Müdürü olan Profesör Ken Norris, bir ifadesinde şunları aktarıyor: “Bunlar henüz yok oluşları değil, azalmayı gösteriyor. Ancak bu durum, bu nüfusların kurtarılmasını destekleme çabalarını tanzim etme uyarısı olmalı.”
Eğer hiç başlamadan vazgeçilmesini düşünecek olursanız, geçtiğimiz aylarda 195 ülkenin küresel karbon salımlarını sınırlamak üzere anlaştığı Paris İklim Anlaşmasının yapıldığını ve ayrıca köpekbalığı, kedibalığı, pangolin, Afrika gri papağanı, sanrıcı kaya kertenkeleleri ve diğer pek çok tehlike altındaki türü koruma seviyelerini başarılı şekilde artıran CITES Vahşi Yaşam Zirvesi’nin gerçekleştirildiğini akılda bulundurun. Eğer hükümetler, sanayi ve vatandaşlar şimdi harekete geçerlerse ve bu çabaları devam ettirirlerse, gezegenin kaderi çok daha umut verici olabilir.
WWF İngiltere’de Bilim ve Politika Müdürü olan Mike Barrett şöyle ekliyor; “Dinozorların 65 milyon yıl önce ölüşünden beri ilk defa, vahşi yaşamın küresel yok oluşu ile karşı karşıya kalıyoruz. Kendi sorumluluğumuz altındaki diğer türlerin azalmasını görmezden geliyoruz ancak onlar, bizi taşıyan dünya üzerinde bıraktığımız etkiyi ortaya çıkaran bir basınç ölçer görevi görüyorlar. İnsanlığın doğal kaynakları yanlış şekilde kullanması, doğal yaşam alanlarını tehdit ediyor, yeri doldurulamaz türleri uçurumun kenarına itiyor ve iklimimizin dengesini tehdit ediyor.”
Kaynak:bilimfili
Kaynak: Tom Hale, “World Set To Lose Two-Thirds Of Its Wildlife By 2020, Says WWF” <http://www.iflscience.com/plants-and-animals/world-set-to-lose-twothirds-of-its-wildlife-by-2020-says-wwf/>