Bazı İnsanlar Neden Diğerlerinden Daha Hızlı Öğrenebiliyor?
Carnegie Mellon Üniversitesi İnsan Bilgisayar Etkileşimi Enstitüsünden (HCII) öğrenme bilimi uzmanları, bazı öğrencilerin neden diğerlerinden daha hızlı öğrendiğini bilmek istiyordu. Hızlı öğrenenleri tespit etmeyi, onları incelemeyi ve öğrencilerin yeni kavramları hızla anlamalarına yardımcı olabilecek teknikler geliştirmeyi umuyorlardı. Buldukları şey şaşırtıcıydı: Doğru koşullarda insanlar oldukça benzer bir hızda öğreniyor.
Hillman Bilgisayar Bilimi Profesörü Ken Koedinger, Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayımlanan araştırmaya liderlik etti. Koedinger ve ekibi; akıllı öğretmenler, çevrimiçi kurslar ve eğitsel oyunlar da dahil olmak üzere farklı eğitim teknolojileri türlerinden 1,3 milyon öğrenci etkileşiminden elde edilen verileri inceledi. Öğrenme bilimi deposu DataShop’tan elde edilen veriler, öğrencilerin yeni kavramları pratik yapma fırsatlarına sahip olarak öğrendiklerini gösterdi.
Koedinger, “Veriler, başarı farklılıklarının öğrenme fırsatlarındaki farklılıklardan kaynaklandığını ve bu tür fırsatlara daha iyi erişimin bu boşlukları kapatmaya yardımcı olabileceğini gösterdi.” dedi. “Bu da eğitim teknolojilerinin; ikinci bir dil ya da bilimsel veya matematiksel bir kavram gibi yeni bir şeyi öğrenmeyi kolaylaştıran uygun öğrenme koşulları sağlayabileceğinin bir başka kanıtıdır.”
Eğitimciler, öğrencilerinin nereden başladığını anlarlarsa, onlara materyal üzerinde pratik yapmaları için daha fazla fırsat vererek akranlarına yetişmelerine yardımcı olabilirler. Örneğin, öğrencilere ev ödevi problemleri hakkında anında geri bildirim verebilen bilişsel bir öğretmen kullanabilirler. Koedinger, öğrencilerin bir derse başladıklarında nerede olduklarını takip etmenin önemini vurguladı.
“Hepimiz birisinin bir öğrenme sonucuna diğerinden daha erken ulaştığı durumları görmüşüzdür: Bir öğrenci cebir dersinden A alırken diğeri C alır. Elde ettiğimiz sonuçlar insanların farklı yerlere ulaştığı gerçeğiyle çelişmiyor ancak öğrencilerin nereden başladığını hesaba katmak bize nereye ulaşacakları konusunda çok şey söyleyebilir.” diyor, Koedinger.
HCII’de sistem bilimci ve özel öğretim görevlisi olan Paulo Carvalho, makalenin, bu çalışmada kullanılan eğitim teknolojisi türleriyle desteklenen bir deneyim olan, öğrenirken aktif olarak meşgul olmaları halinde bilginin öğrencilerde daha uzun süre kaldığı fikrini desteklediğini söyledi.
Carvalho, “Bir öğrenci aktif olarak çalıştığında, materyalleri pasif bir şekilde okumasına kıyasla daha iyi performans gösterme eğiliminde olduğunu gösteren çeşitli çalışmalarımız var.” dedi. “PNAS makalesi için kullandığımız veri setlerinin hepsi öğrenme için uygun koşullar yaratan sistemler kullanıyor. Örneğin öğrenciler aktif olarak meşgul oluyor, soruları yanıtlıyor ve anında geri bildirim alıyor.”
Bu çalışmada kullanılan veriler ilkokuldan üniversiteye kadar matematik, fen ve dil derslerini alan öğrencilerden elde edildi. Koedinger, tüm öğrenciler için büyüme zihniyetinin önemli olduğunu söyledi.
“Kim olursanız olun, bunu yapabilirsiniz. Hayatınızda daha önce daha az fırsatınız olmuş olabilir, bu nedenle ilk başta diğer insanlar için olduğundan daha zor olabilir ancak buna bağlı kaldığınız sürece herkes kadar ilerleme kaydedeceksiniz.” dedi.
Kaynak:https://phys.org
Derleyen: Simge Kara