Arap Alimleri Süpernovaları MS 1006 ve 1181 Yıllarında Fark Etti
Alman bilim insanlarından oluşan bir ekip, Orta Çağ Arapça metinlerinde 1006 ve 1181 yıllarında gerçekleşen iki galaktik süpernovaya dair olası referanslar keşfetti. Bu bulgular, daha önce yalnızca Çin ve Japon kayıtlarından bilinen bu nadir olayların gözlem listesini genişletiyor.
Süpernovalar kozmik evrimde kilit bir rol oynarlar; uzaya ağır elementler fırlatarak yeni yıldız ve gezegenlerin oluşumunu sağlarlar. 1181 süpernovası, astrofizikçiler için özellikle ilgi çekicidir çünkü nadir görülen bir Iax süpernovası türü olduğuna inanılmaktadır; bu, arkasında “zombi yıldız” bırakan alışılmadık bir patlama türüdür.
Bilim insanlarının bulguları doğrulanırsa, galaksimizde keşfedilen ilk süpernova olacaktır. Samanyolu’ndaki en yakın süpernova adayı, ünlü yıldız Betelgeuse’dir. Güçlü bir patlama olacak, ancak yıldız Dünya’dan yaklaşık 500 ışık yılı uzaklıkta güvenli bir konumda bulunmaktadır.
Uzak galaksilerde düzenli olarak süpernovalar görüyoruz, ancak kendi galaksimizde bunlar son derece nadirdir. Bu türden son parlak patlama, Kepler Yıldızı’nın patladığı 1604 yılında meydana geldi (kalıntısı şu anda Yılancı takımyıldızında bulunmaktadır). O zamandan bu yana dört asırdan fazla zaman geçti ve gökbilimciler hâlâ galaksimizde böyle bir olayın bir sonraki örneğini bekliyorlar.
1181 Süpernovası
Arap gökbilimciler, Çinli ve Japon meslektaşları gibi, gece gökyüzündeki değişimleri titizlikle kaydederlerdi. Yeni bir çalışma, İbn San’ül-Mülk’ün Sultan Selahaddin’i öven bir şiirinde 1181 süpernovasına atıfta bulunulduğunu ortaya çıkardı. Metinde, gökyüzünün nasıl “bir yıldızla süslendiği” anlatılıyor; bu muhtemelen Cassiopeia takımyıldızındaki bir patlamaya atıf. Şiir, süpernovanın görüldüğü 1181-1182 yıllarına dayanıyor.

Jena Üniversitesi’nden ortak yazar Ralf Neuhäuser, “Daha önce 1181 süpernovası hakkında yalnızca Çin ve Japon kayıtları biliniyordu, bu yüzden astronomik ayrıntılar içeren her yeni rapor önemli,” diyor . Neuhäuser’e göre, Arapça şiir yıldızın konumu ve muhtemelen parlaklığı hakkında bilgi veriyor; muhtemelen sıfır kadir civarında ve çıplak gözle görülebiliyor.
1006 Süpernovası

İkinci keşif, 1006 süpernovasıyla ilgilidir. 14.-15. yüzyıllarda yaşamış tarihçi Ahmed bin Ali el-Makrizi, yazılarında aylarca parlayan parlak bir “kuyruklu yıldız”ın ortaya çıktığını kaydetmiştir. Bu süpernova, gök küresinin güney yarımküresinin derinliklerinde patlamış ve gündüz bile görülebilecek kadar şaşırtıcı bir şekilde eksi yedi kadir parlaklığa ulaşabilmiştir. Avrupalı gözlemciler, cismin ufkun üzerindeki alçak konumu nedeniyle olayı büyük ölçüde kaçırmışlardır.
Her iki keşif de Münster ve Tübingen Üniversiteleri’ndeki araştırmacılar tarafından Orta Çağ metinlerini incelerken tesadüfen yapıldı. Çalışmanın sonuçları ön baskı sunucusu arXiv’de yayınlandı.
Kaynak: Feyza ÇETİNKOL
Kaynak: Arap Alimleri Süpernovaları MS 1006 ve 1181 Yıllarında Fark Etti
Ötegezegenler Su Fabrikaları Olabilir mi? Yeni Araştırmalar Eski Teorileri Alt Üst Ediyor

