Göbekli Tepe : Tapınakla Birlikte Gelen Yerleşik Hayattan Tarıma Geçiş

Göbekli Tepe, Şanlıurfa merkeze yaklaşık 20 km uzaklıkta Örencik Köyü yakınında bulunmaktadır. Dünyanın bilinen en eski ve en büyük tapınağıdır.

İlk kez 1964 yılında keşfedilen bölge Amerikalı Arkeolog Peter Benedict tarafından ilk taş devri aktiviteleri potansiyeli taşıdığı öne sürülmüş ancak o yıllarda önemsenmemiştir.Kazılar 1994 yılında Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesi tarafından başlatılmış ve Arkeolog Klaus Schmidt tarafından yürütülmüştür.

GöbekliTepe’nin cilalı taş devri döneminde M.Ö 12000 yılına uzanan bir tarihi vardır.Bilinen en eski ve en büyük ibadet merkezi olarak bilinir.Göbekli Tepe İngiltere’de bulunan Stonehenge’den 7000, Mısır Piramitlerinden ise 7500 yıl daha eskidir.
Göbekli Tepe inşa edildiği dönemde insanoğlu bitki toplayan ve hayvan avlayan küçük gruplar halinde sürekliliği sağlıyordu.

Kayalık bölgelerden , büyük sütunların ve ağır taşların el arabaları ve yük hayvanları olmadan 2 km taşınarak Göbekli Tepe getirilmesi için muhtemelen tarihte insanların ilk defa bu kadar kalabalık bir şekilde bir arada olması gerekmişti. Taşlar üzerinde işlenmiş hayvan, insan ve bitki figürleri yer almaktadır.Bir kısım arkeoloğa göre bu hayvan figürleri tapınağı ziyaret eden farklı kabilelerin sembolü olarak nitelendiriliyor.

Arkeologlar boyları 3 ile 6 metre arasında değişen T biçiminde ki sütunların stilize edilmiş insan figürleri olduklarını düşünüyorlar.İnsanları temsil eden T sütunların ağırlıkları 40 ile 60 ton arasında değişiyor.
Ayrıca bu bölge de yapılan araştırmalar doğrultusunda önemli kültür bitkisi olan buğdayın atasının ilk olarak Göbekli Tepe eteklerinde yetiştiği ortaya çıkarıldı.

Göbekli Tepe 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınmıştır.

Göbekli Tepe ; yıllardır göçebe toplulukların tarımı öğrenerek yerleşik hayata geçtiği tezini de bu şekilde çürütüyor.Yerleşik hayata geçişin çiftçilik ve hayvancılığın ortaya çıkışıyla birlikte gerçekleştiği düşünülüyordu.Schmidt’e göre avcı ve toplayıcı toplulukların Göbekli Tepe gibi dini merkezlerde sürekli olarak bir araya gelmelerinin sonucunda yerleşik hayata geçilmiştir.Kalabalık toplulukların ibadet merkezine yakın olma arzusu ve çevrede bu toplulukların ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde yeterli kaynak bulunmamasından dolayı insanlar tarıma yönelmişlerdir.Yani tarım yerleşik hayatı getirmemiş , dini mabetlerin etrafında kalma arzusu sonucunda yerleşik hayat tarımı getirmiştir.

Kaynaklar:
http://onedio.com
http://indigodergisi.com
http://ozguretli.wixsite.com
http://t24.com.tr

Derleyen:

NAYE ALİEFENDİOĞLU

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Çok Okunan Yazılar